https://www.facebook.com/Kuryeciyiz-1785636805034238/
Kuryeci(+) ile vatandaş(-,*) arasında
geçen, aynıyla vâki konuşmaların tapeleri.
İMZA
SİRKÜSÜ VAR MI?
- Sadece imza atsak olmaz mı?
+ Olur. Bir de imza sirküleri alayım o
zaman.
İMZA
MİMZA ATMAM
Canik, Karşıyaka...
- İmza mimza atmam. Telifon lümeresi
de vermem.
+ O zaman mektubunuzu da almayın.
AYAK
MI SAKAT YOKSA KAFA MI?
Canik, Belediye Evleri…
Apartmanın 2. katında teslimattayım.
Dışarıdan bir ses:
- Aaa ne güzel bisiklet!?
Koşarak aşağı iniyorum. Bisikletimin
üstünde 17-18 yaşlarında bir genç;
+ Hayırdır hemşerim. Sana ait olmayan
bisiklete ne hakla biniyorsun?
- Abi, ayağım sakat. Büfeye kadar
gideceğim.
+ Zamanım yok. İşim var.
- Olsun. İki dakkalığına.
+ Bilader bak görüyorsun sepetteki evrakları…
Akşam oluyor, onları sahiplerine teslim etmem gerekiyor.
- Al onları o zaman....
Adam kafaya koymuş bir kere...
Elimdeki lokasyon cihazını farketti.
- Polisi mi arayacaksın?
+ Gerek yok. Fotoğrafın şu an zaten
lokasyonlu olarak polisin ekranında!...
- Abi özür dilerim. Şaka yaptım.
+ Ben de, ben de!...
NE
PATIRION
Canik, Karşıyaka... Tamirhane
yazıhanesi;
+ Falanca kişi var mı?
- Var. Ne yapacaksınız?
+ Mektubu vardı. (Deyip mektubu şahsın
önüne, masaya bırakıyorum.)
- (Şahıs sinirleniyor.) Adama bak ya!.
Ne öyle hemen masaya bırakıyorsun mektubu? Bir sor bakalım, kimdir? Nerededir?
Yürü git içeri sor!....
+ !?...
İZLENİMLER:
1-) Patron olduğu belli. Sekreterlik
yapmak ağırına gitmiş; Öyleyse bir sekreter tutmalı.
2-) Nasıl bir patron ise dışarıdan
gelen yabancıları işletme içine salarak, içeride çalışanların motivasyonunun
erozyona uğramasına göz yumuyor.
3-) Çalışanına ait bir evrağa sahip
çıkmayarak, çalışanına değer vermediğini gösteriyor.
4-) Öfff.
MEKTUP
Zarfı eline almış, evirip çeviriyor.
-Neymiş bu?
+ Mektup!...
- Nereden geliyor?
+ Nasıl yani?
- Kim göndermiş?
+ Üzerinde yazıyor.
OĞLAN
KAYIP
- (Anne üzgün bir vaziyette) Oğlum
evde yok. Gitti gelmiyor. Nerede olduğunu da bilmiyorum.
+ Üzülmeyin inşallah tez döner. Ben
mektubunu "taşındı" ibaresiyle iade ederim.
- Sağol. Güle güle.
* (Binadan çıktım. Sokaktayım. Aynı
dairenin camından sarkan biri) Abi, bana ver. Mektubu ben kendisine
ulaştırırım.
MEKTUP
SENDE NE ARIYOR?
Canik, Karşıyaka… Bir inşaat
müteahhitinin yazıhanesi
+ Efendim mektubunuz var.
- Bu sende ne geziyor?
+ !?
- Nerede buldun bunu?
+ !!!???
- Kimden geliyor bu?
+ Filan banka. Üzerinde yazıyor.
- Tamam da sende ne arıyor bu mektup?
+ Efendim firmadan aldım dağıtıyorum.
- Postacı mısın sen?
+ Hayır Kuryeci.
+ Ben bir kuryeciyim.
- Buyrun.
GİNE
Mİ DEĞİŞTİ
Teslimatla meşgulüm. Komşu camdan
komşusuna sesleniyor.
- Gııı kim uu?
* Postacı elleem.
- Gine mi değişti postacı.
+ Ben postacı değilim, kuryeciyim.
ZİLE
DOKUNMA!..
- Niye zile basıyorsun?
+ Efendim mektubunuz var.
- İstemiyorum kardeşim, rahatsız
edilmek is-te-mi-yo-rum.
+ Özür dilerim. "Zile
basmayın." diye yazarsanız bir daha basmayız efendim.
ÖTEKİ
BİNA
Çarşamba, Çay Mahallesi…
- Evet. Kime aradınız?
+ Bu numarada oturan filanca var mı?
- Burada öyle biri yok. Sen git öteki
apartmanlara sor.
BİZE
DE VER
- Amca ne dağıtıyorsun? Bize de
versene.
+ Çocuklar bunlar adresli. Sahiplerine
teslim ediyorum.
MERAK
- İmza atmam.
+ O zaman teslim edemem.
- Bir baksak içinde ne var?
NE
VAR?
Canik, Gülsan.
- Ne var? Niye resim çekiyorsun?
+ Mektubunuz var.
MEKTUP
Kapı zilini çalıyorum. Balkondan:
- Ne var?
+ Mektup.
NE
BAKIYON?
Sokakta adresi bulmak için kapı
numaralarına bakıyorum…
- Hayırdır hemşerim, ne bakıyon?
+ Adres arıyorum.
NİÇİN?
- Kim o?
+ Kuryeci.
- Ne var?
+ Zarfınız var.
- Niçin?
KAPIYI
AÇAMAM
Canik, Karşıyaka Mah.
Sokak kapısı açık. İçeri girip 3 kat
merdiven çıkmışım. Daire kapısının ardından bir ses:
- Kimsin?
+ Kuryeci.
- Kapıyı açamam. Aşşa in, dışarı çık.
Camdan seni bir göreyim önce.
İMZA
ATSAK
Tekkeköy... Ünlü bir mobilya mağazası;
+ Kanıt için firma telefon numarasını
rica edebilir miyim?
- İmza atsak olmaz mı? Kimse telefon
numarasını vermek istemez.
+ Bizde imza sirkünüz yok ki...
NE
KAĞIDI
İlkadım, Yaşar Doğu Mahallesi,
Fırıncının mektubunu vereceğim. Amcamın
biri, fırının önüne atmış sandalyeyi kaykılıp oturmuş.
Bisikletin sepetindeki zarflara doğru
kaş, göz, dudak hareketleriyle ışmar ederek;
- Bu keetler ne?
+ !?...
- Ne keedi onlar?
+ Zarflar, mektup. Gördüğünüz gibi
evrak dağıtıyorum. Burada postacılar böyle mi karşılanıyor?
- Bilelim yani. Belediyeci mi,
maliyeci mi? Ceza keedi mi, değil mi?
DÜKKANA
BİR ŞEY OLURSA
- Niye fotoğraf çekiyorsun?
+ Efendim bu fotoğraf makinesi değil,
lokasyon cihazı; uydu takipli dağıtım için.
- Olsun. Fotoğraf çekemezsin.
Dükkanıma bir şey olursa senden bilirim.
İYİCE
PİŞSİN
İki kat merdiveni çıkmışım. Daire
kapısı açılınca büyükçe bir poşet içindeki tencerede "kıymalı
malzemesi" olduğu kokusundan belli paket bana uzatılırken içeriden bir
ses;
- Kızım iyice kızarsın ve pişkin
olmasını söyle.
+ Mektubunuz var buyurun.
- Anne gelen postacıymış.
(Kuryeci değil de pideci olarak
malzemeyi alıp gitse miydim?
KURYECİLER
TOPLUM HİZMETİNDE…
Çarşamba ilçesi, Hasbahçe mahallesi...
112 acil ambulansı aynı yerden iki
defa geçti. Üçüncü geçişte durup bir kuryeci olarak bana aradıkları adresi
sordu. Elimdeki kroki üzerinde göstererek tarif ettim.
TÜM
BLOKLARA BAK
- Hayırdır, kime bakmıştın.
+ B blok 30.daire. Ama aradığım kişi
tanınmıyor.
- Blok adları değişti. Sen diğer
blokların da 30. dairelerine bak.
( Toki "B1" tipi
bloklarından 5 tane var.)
ADI
BATASICALAR
Zile bir kez basılıp beklendi. Cevap
gelmeyince ikinci kez basarken aynı anda "kim o?" sesi duyuldu. Yaşlı
bir teyze;
- Hay kaybana kalasıca zile niye basıp
basıp duruyorsunuz, "cimsun sen?"
+ Kuryeciyim. Özür dilerim. Bir daha
mektup da getirmem, zile de basmam, bu mektupları da geri götürüyorum.
- Dur bakım ne mektubuymuş onlar?
+ Buyrun bakın.
- Panka mı? Adı batasıcalar, çocuğumu
yiyip bitirdiler. Taha "na uçun" bize posta gönderiyorlar.
- Tamam efendim kabul
etmeyebilirsiniz.
+ Yok yok, bakacağım ne diyorlarmış.
- Zarfı açarsanız kabul etmiş
olursunuz.
+ Tamam alayrum.
KAMYONCULARA
TEL.
Gülsan Sanayi Sitesi…
Doğru adrese geldiğimi kanıtlamak için
iş yeri tabelasından telefon numarasını yazıyorum;
- Hoop hemşerim n'oluyo!..
+ Efendim doğru adrese geldiğimi
kanıtlamak için telefon numaranızı alıyorum.
- Yazamazsın!...
+ Ama kamuya açık bir bilgi bu.
- Ben onu kamyoncular için yazdım.
TELEFON
NUMARASI BİLMİYORUM
- Ne bu?
+ Mektup.
- Eşime danışmadan alamam, telefonla
bir sorayım.
+ !...
- Tamam. Al dedi.
+ Bir telefon numarası söyler misiniz,
geldiğime dair.
- Telefon numarasını bilmiyorum. İmza
atsam olmaz mı?
+ ?!...
GEÇMİŞ
OLSUN
"Dayak zoruyla site görevlisi
yapılmış" birisine elimde kuryesi olan bir site sakinini soruyorum.
Dairesini söylüyor. Gidiyorum, cevap veren yok. "Dayak zoruyla site görevlisi
yapılmış"ın kapısını tekrar çalıyorum.
- Ya kardeşim demin geldin. Gerekeni
söylemedim mi ben sana da tekrar geliyorsun kapıma.
+ Abi cevap veren olmadı.
İki eliyle birden bir yerlere bir şey
sokar gibi yaparak ve yüksek sesle;
- Posta kutusuna sok bırak, git.
+ Abi kendisi ya da ilgili birine
vermem gerekiyor.
- Görmüyor musun halimi. Bana ne ya.
Sizinle mi uğraşacağım ben.
+ Abi geçmiş olsun!
KURYECİLER
TOPLUM HİZMETİNDE…
(Bir başka gün ve yer.)
- Anneee!..
- ?!...
Üst katların birindeki adresin
postasını teslim ettikten sonra aşağı inerken ağlayan çocuk sesinin hala devam
ettiğini fark etmem üzere karşı dairenin ziline basarak, komşusunun evinden ağlayan
çocuk sesinin geldiğini söyledim. Kapıya çıkan adam hemen telefonla işte
çalışan komşusunu aradı. Mesele anlaşıldı.
Çocuğu emanet ettikleri biraz büyük
olan iki kardeş bebeği uyurken evde bırakıp markete gitmişler. Zaten tam o
sırada koşarak gelip içeri girdiler.
DAHA
NE KANITI İSTİYOSUN
Canik, Hasköy Mahallesindeyiz...
- Neymiş bu?
+ Mektup efendim.
- Kimden? (Zarf Elinde ve üzerinde
bankanın kocaman kırmızı fontlu adı yazılı.)
+ x Bankası.
+ Haaa!...
- Bir telefon numarası verebilir
misiniz?
+ Ne için?
+ Teslim ettiğime dair kanıt için.
- Tamam teslim aldım ya daha ne kanıtı
istiyorsun?
+ ?!....
GİT
GİT. YİNE BUYUR
Canik, GOP
-Necisin sen?
+Kuryeci.
-Ne kuryesi?
+Posta
-Ne dağıtıyorsun?
+Mektup
-Ne mektubu?
+Sigorta, banka...
-Bi bakabilir miyim?
+Sahipleri var.
-Bize yok mu?
+Bu binada falancaya vardı, verdim. Başka
yok.
-O benim oğlum.
+Başka sorunuz yoksa gidebilir miyim?
-Git, git. Yine buyur.
+!!!?
KURYECİLER
TOPLUM HİZMETİNDE…
- Anneee!..
+ ?!...
Dış kapı açık. Apartmana girdim.
İlgili daireden ağlayan bir çocuk sesi.... Zile bastım... Ağlayan çocuk kapıya
geldi. İçeriden doğru hem kapıya vuruyor hem de "Anneee" diye
ağlıyor.
Komşu daireden yardım istiyorum. Meğer
annemiz çocuğu evde bırakıp komşuya gitmiş. Çağrım üzerine evine koştu.
BOYALI
BİNA
- O taşındı.
+ Peki teşekkür ederim.
- Ama nereye taşındı bir sorsana.
+ Gerek yok. Bu bilgi yeter.
- Bir insanlık edip yeni adresine
götürsen olmaz mı?
+ Adres değişikliği varsa düzeltilsin.
- Tamam düzeltsinler. Ama sen götür
ver. TOKİ sitelerinin yanında boyalı bir bina var. Orada sor, gösterirler.
+ !?..
AZ
BEKLE GELİYORMUŞ
- Ben teslim alamam. Beyime bir
telefon edip, sorayım.
+ !...
- Az bekleyin kendisi geliyormuş.
+ Şu an nerede?
- Kirazlık'tan çıkmış, yoldaymış.
+ !!!..
(Nereden baksan en az yarım saatlik
mesafe.)
KAYNAK: Kuryeciyiz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder