1 Ocak 2019 Salı

Diyaloglar.


https://www.facebook.com/Kuryeciyiz-1785636805034238/



Kuryeci(+) ile vatandaş(-,*) arasında geçen, aynıyla vâki konuşmaların tapeleri.


İMZA SİRKÜSÜ VAR MI?
- Sadece imza atsak olmaz mı?
+ Olur. Bir de imza sirküleri alayım o zaman.


İMZA MİMZA ATMAM
Canik, Karşıyaka...
- İmza mimza atmam. Telifon lümeresi de vermem.
+ O zaman mektubunuzu da almayın.


AYAK MI SAKAT YOKSA KAFA MI?
Canik, Belediye Evleri…
Apartmanın 2. katında teslimattayım. Dışarıdan bir ses:
- Aaa ne güzel bisiklet!?
Koşarak aşağı iniyorum. Bisikletimin üstünde 17-18 yaşlarında bir genç;
+ Hayırdır hemşerim. Sana ait olmayan bisiklete ne hakla biniyorsun?
- Abi, ayağım sakat. Büfeye kadar gideceğim.
+ Zamanım yok. İşim var.
- Olsun. İki dakkalığına.
+ Bilader bak görüyorsun sepetteki evrakları… Akşam oluyor, onları sahiplerine teslim etmem gerekiyor.
- Al onları o zaman....
Adam kafaya koymuş bir kere...
Elimdeki lokasyon cihazını farketti.
- Polisi mi arayacaksın?
+ Gerek yok. Fotoğrafın şu an zaten lokasyonlu olarak polisin ekranında!...
- Abi özür dilerim. Şaka yaptım.
+ Ben de, ben de!...


NE PATIRION
Canik, Karşıyaka... Tamirhane yazıhanesi;
+ Falanca kişi var mı?
- Var. Ne yapacaksınız?
+ Mektubu vardı. (Deyip mektubu şahsın önüne, masaya bırakıyorum.)
- (Şahıs sinirleniyor.) Adama bak ya!. Ne öyle hemen masaya bırakıyorsun mektubu? Bir sor bakalım, kimdir? Nerededir? Yürü git içeri sor!....
+ !?...

İZLENİMLER:
1-) Patron olduğu belli. Sekreterlik yapmak ağırına gitmiş; Öyleyse bir sekreter tutmalı.
2-) Nasıl bir patron ise dışarıdan gelen yabancıları işletme içine salarak, içeride çalışanların motivasyonunun erozyona uğramasına göz yumuyor.
3-) Çalışanına ait bir evrağa sahip çıkmayarak, çalışanına değer vermediğini gösteriyor.
4-) Öfff.


MEKTUP
Zarfı eline almış, evirip çeviriyor.
-Neymiş bu?
+ Mektup!...
- Nereden geliyor?
+ Nasıl yani?
- Kim göndermiş?
+ Üzerinde yazıyor.




OĞLAN KAYIP
- (Anne üzgün bir vaziyette) Oğlum evde yok. Gitti gelmiyor. Nerede olduğunu da bilmiyorum.
+ Üzülmeyin inşallah tez döner. Ben mektubunu "taşındı" ibaresiyle iade ederim.
- Sağol. Güle güle.
* (Binadan çıktım. Sokaktayım. Aynı dairenin camından sarkan biri) Abi, bana ver. Mektubu ben kendisine ulaştırırım.


MEKTUP SENDE NE ARIYOR?
Canik, Karşıyaka… Bir inşaat müteahhitinin yazıhanesi

+ Efendim mektubunuz var.
- Bu sende ne geziyor?
+ !?
- Nerede buldun bunu?
+ !!!???
- Kimden geliyor bu?
+ Filan banka. Üzerinde yazıyor.
- Tamam da sende ne arıyor bu mektup?
+ Efendim firmadan aldım dağıtıyorum.
- Postacı mısın sen?
+ Hayır Kuryeci.

+ Ben bir kuryeciyim.
- Buyrun.


GİNE Mİ DEĞİŞTİ
Teslimatla meşgulüm. Komşu camdan komşusuna sesleniyor.
- Gııı kim uu?
* Postacı elleem.
- Gine mi değişti postacı.
+ Ben postacı değilim, kuryeciyim.


ZİLE DOKUNMA!..
- Niye zile basıyorsun?
+ Efendim mektubunuz var.
- İstemiyorum kardeşim, rahatsız edilmek is-te-mi-yo-rum.
+ Özür dilerim. "Zile basmayın." diye yazarsanız bir daha basmayız efendim.



ÖTEKİ BİNA
Çarşamba, Çay Mahallesi…
- Evet. Kime aradınız?
+ Bu numarada oturan filanca var mı?
- Burada öyle biri yok. Sen git öteki apartmanlara sor.


BİZE DE VER
- Amca ne dağıtıyorsun? Bize de versene.
+ Çocuklar bunlar adresli. Sahiplerine teslim ediyorum.



MERAK
- İmza atmam.
+ O zaman teslim edemem.
- Bir baksak içinde ne var?



NE VAR?
Canik, Gülsan.
- Ne var? Niye resim çekiyorsun?
+ Mektubunuz var.



MEKTUP
Kapı zilini çalıyorum. Balkondan:
- Ne var?
+ Mektup.


NE BAKIYON?
Sokakta adresi bulmak için kapı numaralarına bakıyorum…
- Hayırdır hemşerim, ne bakıyon?
+ Adres arıyorum.



NİÇİN?
- Kim o?
+ Kuryeci.
- Ne var?
+ Zarfınız var.
- Niçin?



KAPIYI AÇAMAM
Canik, Karşıyaka Mah.
Sokak kapısı açık. İçeri girip 3 kat merdiven çıkmışım. Daire kapısının ardından bir ses:
- Kimsin?
+ Kuryeci.
- Kapıyı açamam. Aşşa in, dışarı çık. Camdan seni bir göreyim önce.


İMZA ATSAK
Tekkeköy... Ünlü bir mobilya mağazası;
+ Kanıt için firma telefon numarasını rica edebilir miyim?
- İmza atsak olmaz mı? Kimse telefon numarasını vermek istemez.
+ Bizde imza sirkünüz yok ki...


NE KAĞIDI
İlkadım, Yaşar Doğu Mahallesi,
Fırıncının mektubunu vereceğim. Amcamın biri, fırının önüne atmış sandalyeyi kaykılıp oturmuş.
Bisikletin sepetindeki zarflara doğru kaş, göz, dudak hareketleriyle ışmar ederek;
- Bu keetler ne?
+ !?...
- Ne keedi onlar?
+ Zarflar, mektup. Gördüğünüz gibi evrak dağıtıyorum. Burada postacılar böyle mi karşılanıyor?
- Bilelim yani. Belediyeci mi, maliyeci mi? Ceza keedi mi, değil mi?



DÜKKANA BİR ŞEY OLURSA
- Niye fotoğraf çekiyorsun?
+ Efendim bu fotoğraf makinesi değil, lokasyon cihazı; uydu takipli dağıtım için.
- Olsun. Fotoğraf çekemezsin. Dükkanıma bir şey olursa senden bilirim.



İYİCE PİŞSİN
İki kat merdiveni çıkmışım. Daire kapısı açılınca büyükçe bir poşet içindeki tencerede "kıymalı malzemesi" olduğu kokusundan belli paket bana uzatılırken içeriden bir ses;
- Kızım iyice kızarsın ve pişkin olmasını söyle.
+ Mektubunuz var buyurun.
- Anne gelen postacıymış.
(Kuryeci değil de pideci olarak malzemeyi alıp gitse miydim?



KURYECİLER TOPLUM HİZMETİNDE…
Çarşamba ilçesi, Hasbahçe mahallesi...
112 acil ambulansı aynı yerden iki defa geçti. Üçüncü geçişte durup bir kuryeci olarak bana aradıkları adresi sordu. Elimdeki kroki üzerinde göstererek tarif ettim.



TÜM BLOKLARA BAK
- Hayırdır, kime bakmıştın.
+ B blok 30.daire. Ama aradığım kişi tanınmıyor.
- Blok adları değişti. Sen diğer blokların da 30. dairelerine bak.
( Toki "B1" tipi bloklarından 5 tane var.)



ADI BATASICALAR
Zile bir kez basılıp beklendi. Cevap gelmeyince ikinci kez basarken aynı anda "kim o?" sesi duyuldu. Yaşlı bir teyze;
- Hay kaybana kalasıca zile niye basıp basıp duruyorsunuz, "cimsun sen?"
+ Kuryeciyim. Özür dilerim. Bir daha mektup da getirmem, zile de basmam, bu mektupları da geri götürüyorum.
- Dur bakım ne mektubuymuş onlar?
+ Buyrun bakın.
- Panka mı? Adı batasıcalar, çocuğumu yiyip bitirdiler. Taha "na uçun" bize posta gönderiyorlar.
- Tamam efendim kabul etmeyebilirsiniz.
+ Yok yok, bakacağım ne diyorlarmış.
- Zarfı açarsanız kabul etmiş olursunuz.
+ Tamam alayrum.


KAMYONCULARA TEL.
Gülsan Sanayi Sitesi…
Doğru adrese geldiğimi kanıtlamak için iş yeri tabelasından telefon numarasını yazıyorum;
- Hoop hemşerim n'oluyo!..
+ Efendim doğru adrese geldiğimi kanıtlamak için telefon numaranızı alıyorum.
- Yazamazsın!...
+ Ama kamuya açık bir bilgi bu.
- Ben onu kamyoncular için yazdım.


TELEFON NUMARASI BİLMİYORUM
- Ne bu?
+ Mektup.
- Eşime danışmadan alamam, telefonla bir sorayım.
+ !...
- Tamam. Al dedi.
+ Bir telefon numarası söyler misiniz, geldiğime dair.
- Telefon numarasını bilmiyorum. İmza atsam olmaz mı?
+ ?!...


GEÇMİŞ OLSUN
"Dayak zoruyla site görevlisi yapılmış" birisine elimde kuryesi olan bir site sakinini soruyorum. Dairesini söylüyor. Gidiyorum, cevap veren yok. "Dayak zoruyla site görevlisi yapılmış"ın kapısını tekrar çalıyorum.
- Ya kardeşim demin geldin. Gerekeni söylemedim mi ben sana da tekrar geliyorsun kapıma.
+ Abi cevap veren olmadı.
İki eliyle birden bir yerlere bir şey sokar gibi yaparak ve yüksek sesle;
- Posta kutusuna sok bırak, git.
+ Abi kendisi ya da ilgili birine vermem gerekiyor.
- Görmüyor musun halimi. Bana ne ya. Sizinle mi uğraşacağım ben.
+ Abi geçmiş olsun!


KURYECİLER TOPLUM HİZMETİNDE…
(Bir başka gün ve yer.)
- Anneee!..
- ?!...
Üst katların birindeki adresin postasını teslim ettikten sonra aşağı inerken ağlayan çocuk sesinin hala devam ettiğini fark etmem üzere karşı dairenin ziline basarak, komşusunun evinden ağlayan çocuk sesinin geldiğini söyledim. Kapıya çıkan adam hemen telefonla işte çalışan komşusunu aradı. Mesele anlaşıldı.
Çocuğu emanet ettikleri biraz büyük olan iki kardeş bebeği uyurken evde bırakıp markete gitmişler. Zaten tam o sırada koşarak gelip içeri girdiler.




DAHA NE KANITI İSTİYOSUN
Canik, Hasköy Mahallesindeyiz...
- Neymiş bu?
+ Mektup efendim.
- Kimden? (Zarf Elinde ve üzerinde bankanın kocaman kırmızı fontlu adı yazılı.)
+ x Bankası.
+ Haaa!...
- Bir telefon numarası verebilir misiniz?
+ Ne için?
+ Teslim ettiğime dair kanıt için.
- Tamam teslim aldım ya daha ne kanıtı istiyorsun?
+ ?!....


GİT GİT. YİNE BUYUR
Canik, GOP
-Necisin sen?
+Kuryeci.
-Ne kuryesi?
+Posta
-Ne dağıtıyorsun?
+Mektup
-Ne mektubu?
+Sigorta, banka...
-Bi bakabilir miyim?
+Sahipleri var.
-Bize yok mu?
+Bu binada falancaya vardı, verdim. Başka yok.
-O benim oğlum.
+Başka sorunuz yoksa gidebilir miyim?
-Git, git. Yine buyur.
+!!!?



KURYECİLER TOPLUM HİZMETİNDE…
- Anneee!..
+ ?!...
Dış kapı açık. Apartmana girdim. İlgili daireden ağlayan bir çocuk sesi.... Zile bastım... Ağlayan çocuk kapıya geldi. İçeriden doğru hem kapıya vuruyor hem de "Anneee" diye ağlıyor.

Komşu daireden yardım istiyorum. Meğer annemiz çocuğu evde bırakıp komşuya gitmiş. Çağrım üzerine evine koştu.




BOYALI BİNA
- O taşındı.
+ Peki teşekkür ederim.
- Ama nereye taşındı bir sorsana.
+ Gerek yok. Bu bilgi yeter.
- Bir insanlık edip yeni adresine götürsen olmaz mı?
+ Adres değişikliği varsa düzeltilsin.
- Tamam düzeltsinler. Ama sen götür ver. TOKİ sitelerinin yanında boyalı bir bina var. Orada sor, gösterirler.
+ !?..



AZ BEKLE GELİYORMUŞ
- Ben teslim alamam. Beyime bir telefon edip, sorayım.
+ !...
- Az bekleyin kendisi geliyormuş.
+ Şu an nerede?
- Kirazlık'tan çıkmış, yoldaymış.
+ !!!..
(Nereden baksan en az yarım saatlik mesafe.)

KAYNAK: Kuryeciyiz